
Kurgudan uzak, tamamen gerçekleri yansıtan ve ilk kaliteli tarih filmimiz diyebileceğim o film hakkında sanki biz bilmiyormuşuz gibi ahkam kesen cümlelere sinirlendim. İngilize göre türban ve testesteron doluymuş bu film, keza o çağda mini etek askılı t-short modaymış da dönemin kadınları mı takip edememiş sormak lüzum gelir doğrusu. Tarih çarptırılıyormuş, Türkiye'mde milliyetçilikten başka şey satmazmış.. Evet milliyetçi duygularımızı kabartan filmlerden etkileniyoruz bu bir gerçek. Ama bu bizim eksiğimiz değil artımız olabilir ancak. Demek ki o çağdan bu çağa hala kabarabilen bi kan var! Neden bu kadar rahatsız oldukları belli bir şey zaten..

Bırakın Bu İşleri!
Şimdi yine Faruk Aksoy, Atatürk'ün İngilizleri püskürttüğü Gelibolu hakkında film planlıyor diye güya yanlı hareket edeceğimiz fikrine kapılıp demişler ki;" filmin Churchill'in en parlak tasviri olmayacağından emin olabilirsiniz". Herkes bir başkasını kendi gibi bilirmiş, sanki yıllardan beri İngilizin filmlerini görmemişiz gibi..Sanki kendisi farklı bir şey yapmış da, tüm dünya ülkeleriyle bir araya gelip her filmde Türkü karalamamış gibi. Hala bir asvalt yolumuz bile yokmuş da, hala at arabasına biniyormuşuz da, erkekler hala fes giyiyormuşcasına lanse etmemiş gibi ..
Not; İngilizin yaptığı ankette, halk oylamasına açıldıktan sonra Atatürk adına verilen oylarda yaşanan yoğunluk nedeniyle ankete kısıtlama getirilmiş, ve bu kısıtlama sebebiyle son kararı jürinin vermesiyle birinci ABD ilk başkanı Washington seçilmişti. Mustafa Kemal Atatürk ise ilk beşin içindeydi..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederiz..